Kocişkoma bozulurum çoğu zaman,saatlerce oturalım bazen, laf atmasan söylenecek bir adat sözcüğü yoktur.Ben ona " canım hayatım " diyerek sevgimi her mekanda ve toplulukta sık sık ifade etmeye çalışsam, kendi böyle hoş sözler söylemediği gibi,ben söyleyince bir de "ayıp oluyor" babından hafifce göz bile ağartır. "Sen beni sevmiyorsun ,hiç söylemiyorsun ki,hiç şımartmıyorsun ki "derim o yine sessizce "Allah biliyor" der beni yine öylece sessizce susturur.
Evet gözleri gözlerimdedir.Hem de nasıl içimi ısıtır bakışları.Dili şakada olsa, beni üzecek azıcık bir kaç sözcük bile söylese titrer.Her karşılaşmada heyecanlanır kalp atışlarını uzaktan dahi olsa hissederim ama insan da hele dişi cinsinden olunca şımartılmak,hoş sözler duymak istiyor.
İşte konumuzla ilgili olarak bu gün bir mail aldım kocişkomdan.Sizlerle paylaşmak istiyorum okuyunca galiba sizlerde benim gibi sessiz kalan aşkınız ve dilsiz sevginiz için üzülmeyeceksiniz eskisi kadar.
Bir kadının Aşkı...
Karımı 1998'in sonbaharında kaybettim...Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik.
Karım, her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler,"Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri"derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.
97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim.
Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece:"Biliyorum" dedi.
İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim.Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.-A.-R.-K.-A.-S.-I.-N.Gerisi için yılları yetmemişti.Ama sanırım "Arkasına bak" yazmaya filan niyetlenmişti.Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra birşey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz,her birinin arkasından bir mektup çıktı!Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı.
1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden şu sözler çıktı:"14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/Söylemene gerek yok,biliyorum..." 2002'deyiz. Onu kaybedeli 4,aldatalı 5 yıl oluyor.İçim acıyor şimdi.Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor... seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et,çünkü; aşk sessiz,sevgi dilsizdir...
Evet gözleri gözlerimdedir.Hem de nasıl içimi ısıtır bakışları.Dili şakada olsa, beni üzecek azıcık bir kaç sözcük bile söylese titrer.Her karşılaşmada heyecanlanır kalp atışlarını uzaktan dahi olsa hissederim ama insan da hele dişi cinsinden olunca şımartılmak,hoş sözler duymak istiyor.
İşte konumuzla ilgili olarak bu gün bir mail aldım kocişkomdan.Sizlerle paylaşmak istiyorum okuyunca galiba sizlerde benim gibi sessiz kalan aşkınız ve dilsiz sevginiz için üzülmeyeceksiniz eskisi kadar.
Bir kadının Aşkı...
Karımı 1998'in sonbaharında kaybettim...Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik.
Karım, her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler,"Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri"derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.
97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim.
Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece:"Biliyorum" dedi.
İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim.Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.-A.-R.-K.-A.-S.-I.-N.Gerisi için yılları yetmemişti.Ama sanırım "Arkasına bak" yazmaya filan niyetlenmişti.Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra birşey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz,her birinin arkasından bir mektup çıktı!Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı.
1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden şu sözler çıktı:"14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/Söylemene gerek yok,biliyorum..." 2002'deyiz. Onu kaybedeli 4,aldatalı 5 yıl oluyor.İçim acıyor şimdi.Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor... seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et,çünkü; aşk sessiz,sevgi dilsizdir...